Hala ucuzuz ve sanayiciyi bekliyoruz
1990 yılında kurulan Mustafakemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi, yavaş ama emin adımlarla büyümesini sürdürüyor. Türkiye’nin en sorunsuz OSB’leri arasında yer alan Mustafakemalpaşa OSB yeni yatırımcıları bekliyor.
Bölgenin yavaş büyümesinin karşılığını Türkiye’deki en sorunsuz OSB’lerden biri olmasıyla aldığını söyleyen Mustafakemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kalın, “Parseller hala çok ucuz ve sanayiciyi bekliyor. Bizim hiçbir problemimiz yok. Davalık veya çözüm bekleyen sürtüşmeli bir sorunumuz, borcumuz yok. Hepimiz akşam eve gittiğimizde çok rahat uyuyabiliyoruz” dedi.
Sayın Başkan sizden öncelikle Mustafakemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi hakkında kuruluştan itibaren bugüne kadar geçen süreci özetlemenizi istirham edebilir miyiz? Mustafakemalpaşa OSB’yi diğer OSB’lerden ayıran özellikleri nelerdir?
OSB’ler Türkiye’nin değerli bileşenleridir. Çok doğru bir proje ve başarılı da olduğunu düşünüyorum. Üreten bir toplum oluşturmak için gerekli organizasyon. Bizim OSB’miz 30 yaşında, 1990 yılında kuruldu ve ilk tesisimiz de 1997’de faaliyete geçti. 2004 yılında 2. tesis üretime başladı. Yavaş başladık ama giderek büyüyen bir OSB olduğumuzu söyleyebilirim. 233 hektarlık bir alana kurulmuş durumda. Bir de 166 hektarlık büyüme alanı oluşturduk. Orada da inşaatlar başladı. 61 parselde 32 tesisimiz şu anda üretim yapıyor.
Bugün itibariyle Mustafakemalpaşa OSB’de faaliyet gösteren firma sayısından istihdama, ihracattan elektrik, doğalgaz su tüketimlerine kadar güncel verilerini alabilir miyiz?
Bizim OSB’mizin en önemli avantajı Bandırma Limanı’na yakın olması. 15 km mesafede Susurluk’ta demir yolu var. İş gücünün daha ucuz olduğunu söyleyebilirim. Balıkesir ve Bursa’nın arasında, 3. ayak olarak Bandırma Limanı, lokasyonumuz çok doğru bir yerde. Şehir oldukça gelişmiş durumda. Meslek liseleri var. Yüksekokul var, üniversitenin teknik bölümleri var. Onları geliştirmeye çalışıyoruz. Daha farklı ve zengin bölümler olmaları için ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Başlıca avantajları bunlar.
Bölgedeki doluluk oranı nedir? Diğer bölgelere kıyasla doluluk oranı nasıl?
Şu anda yüzde 52 dolayında bir doluluk oranımız var. 32 tesis üretimde. 6 tesis işletme ruhsatı aşamasında ve inşaatı devam tesisler var. Diğer bölgelere kıyasla biraz yavaş ilerliyoruz. Bizden daha sonra kurulmasına rağmen Bursa’daki birçok organize sanayi bölgesi şu anda Türkiye’nin en büyükleri arasına girdi. Bunun temel sebebi bizim ülke olarak sahip olduğumuz organizasyon politikalarına dayanıyor. Yapı büyük şehirlerde toplanmak üzerine kurulmuş. Herkes büyük şehirde yaşamak istiyor, bütün enerjiyi büyük şehirlerde topluyoruz. Halbuki batı ülkelerinde durum böyle değil. Büyük şehirlerin yanı sıra ekonomik yaşantıyı taşraya uniform bir şekilde yaymayı başarmışlar. Bizim de buna ihtiyacımız olduğuna inanıyoruz. Büyükşehirlerde toplanmak hem oradaki problemleri büyütüyor hem de taşradaki gelişimi zayıflatıyor. Her yönden zararlı. Biz diyoruz ki, burada daha iyi imkanlar bulabiliriz, daha rahat yaşayabilirsiniz. Gelin üretiminizi burada yapın. Bursa’ya da sadece 80 km uzaklıktayız. Bandırma Limanı 60 km. “Niye burada üretim yapmıyorsunuz?” diyoruz.
Mustafakemalpaşa OSB’de faaliyet gösteren firmaların ilçe ve Bursa ekonomisine katkıları hakkında neler söylersiniz? MKP OSB Bursa için ne ifade ediyor?
Bursa’da çok güçlü bir sanayi toplanması var ama Bursa’nın hemen dışında ilk gelen ve göze çarpan İnegöl, Gemlik ve burası var. Zaman içerisinde çok fazla uydu üretim yerleri oluşmamış. O yüzden biz de örnek olmaya çalışıyoruz. Merkeziyetten ayrılıp üretimin biraz daha taşraya dağılmasına yönelik bir adım olabileceğimize inanıyoruz. Burada yaşayan insanların daha çok endüstriye uzak tarımsal bir yaşamı var. Mustafakemalpaşa’ya 20 sene önce ilk geldiğimde dikkatimi çekmişti, sabahları duraklarda bekleyen insan sayısı çok azdı. İnsanlar tarım kökenli yaşıyordu. Eleman olmadığı için endüstri gelişmiyor, endüstri gelişmediği eleman olmuyor, aksine büyük şehire göç oluyor. Endüstriyel tesisler çoğaldıkça buradaki yaşam tarzı da ona uyum sağlamaya başladı. İnsanlar artık daha farklı yaşamaya başlıyor. Sabah 8’de kalkması gerektiğini biliyor, başı ağrıdığında hemen işten vazgeçemeyeceğini fark ediyor, sorumluluklarının bilincine varıyor. Bu sadece şehrin değil ülkenin de yapısını değiştirmeye başlıyor. Çünkü bugün artık endüstriyel yaşama arkamızı dönmemiz mümkün değil. Buradaki her bir fabrikanın eleman bulmaya yetiştirmeye çalışırken çektiği sıkıntıların bu şehrin ve bölgenin gelişmesi noktasında birer yapı taşı olduğuna inanıyoruz. Eskiden çok söz konusu değildi ama bugün bir tesisimiz Gaziantep’ten kalkıp bin 500 kişiye istihdam sağlayacak bir yatırıma başlıyor. Bu ilerlemenin iyi olduğunu gösteriyor. Ayrıca sanayi 50 sene önce bizim toplumumuz için tehlikeli bir oyuncak gibiydi. Tanımıyorduk ve doğru kullanmakta güçlükler çekiyorduk. OSB’ler bunun doğru kullanımını sağlamaya çalışıyor. Arıtma tesisimizde insanlara neyi yapıp neyi yapamayacağını dikte ediyoruz. Bir endüstri disiplini oluşturmaya çalışıyoruz.
Mustafakemalpaşa’da bahsettiğiniz değişimleri fiilen gözlemleyebiliyor musunuz?
Biraz önce de belirttiğim gibi, eskiden sabah erken saatlerde şehrin içinde iş yerine gitmek için bekleyen çalışanları çok az görüyorduk. Çarşıda yaşam 09.00’dan sonra başlardı. 15-16 senede endüstrinin tarıma kıyasla payı arttı. Genelleme yaparsak sabah 07.00’de bütün çarşı ayakta oluyor, bu çok büyük bir değişim.
Marmara Denizi Havzası diye bir kavramımız var. Türkiye ekonomik üretiminin büyük bir bölümü burada gerçekleşiyor. Buradaki büyük sanayi merkezleri arasında Mustafakemalpaşa OSB’ye nasıl bir rol biçiyorsunuz?
Bölgemize ilgi artıyor. Henüz büyüme aşamasında olan Batı Anadolu Lojistik Projesi var. İzmir bölgesinden demiryolu ile Bandırma Limanı’na sevkiyat, Bursa tarafından gelen üretimin yine Bandırma Limanı’na bağlanarak beslenmesi ve taşımanın denizyolu ile Tekirdağ’a yönlendirilip ihracata sevk edilmesi bu projenin özü. Mustafakemalpaşa ve bizim OSB’miz tam da bu hattın ortasında kalıyor, Bandırma limanına en yakın yeriz. İşte bu nedenle Mustafakemalpaşa OSB’nin yıldızı yakın gelecekte daha da parlayacaktır. Konum avantajı ile buradaki üretimin ve dolayısıyla istihdamın geliştiğini görebileceğiz. Daha kolay ve daha nitelikli çalışan bulabileceğiz.
Gaziantep’ten örnek verdiniz, başka şehirlerden de MKP OSB’ye taşınanlar var mı?
6 sene öncesine kadar bu OSB’de hiçbir Mustafakemalpaşalı şirket yoktu. Tamamı İstanbul ve Bursa’dan gelen yatırımcılarla başladı. 6 yıl önce Mustafakemalpaşa’nın geleneksel tatlı üreticileri taşınmaya başladı. Biz de onları teşvik ediyoruz. Geleneksel üretimin ve yerli şirketlerin burada olması şehirle ilişkilerimizi güçlendiriyor.
Mustafakemalpaşa OSB’de faaliyet gösteren firmalar pandemi sürecini nasıl geçirdiler? Genel olarak söylemek gerekirse; bölgenin üretim kapasitesi, pandemi öncesine göre ne kadar geriledi?
Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de bir şok dalgası olarak yaşadık bu salgını. Üretim bölgemizde yüzde 40’lara kadar düştü. 2 ay sonra ilk şok atlatıldı ve işler yavaş yavaş düzelmeye başladı. Bu sürecin ekonomik etkisinin daha devam edeceğini düşünüyorum. Sadece bizim OSB’mizde doğalgaz, elektrik ve su tüketimleri geçen yılın yüzde 40’ı oranına kadar geriledi. Yüzde 60 oranında kaybımız var. Bu mutlaka bize yılın ikinci yarısı hatta 2021’in ilk yarısına sarkacak şekilde bize yansıyacaktır. Çünkü bu süre içinde üretemedik. Yine de çalışmayan, üretimine ara veren bir tesisimiz olmadı. İhracata yönelik üretim yapan firmalarımız sokağa çıkma yasağının olduğu dönemlerde bile üretimlerine ara vermeden devam etti. Bölge Müdürlüğümüzün de katkılarıyla çalışma izinleri aldılar ve hepsi eksiksiz çalışmalarına devam ettiler. Hatta büyükşehirlerde olmayan bir oranda çalıştılar.
Peki, siz OSB yönetimi olarak bu süreçte neler yaptınız?
Hızlı haberleşiyoruz. Biz çok güçlü ve küçük bir organizasyonuz. Eskiden ayda bir toplantı yapardık. Bu dönemde video konferansların getirdiği avantajların da sayesinde ayda 2-3 kez toplanmaya başladık. Aslında dezavantajı avantaja çevirdik. Sanayicimizle de yakın ilişkilerimizi sürdürdük. Maske dağıtımında bulunduk. Sanayicilerle istişare toplantılarımızı bu dönemde yapamadık ama en kısa zamanda devam edeceğiz.
Normalleşmeyle birlikte bölgenizdeki firmaların kapasite kullanım oranları hangi seviyeye çıktı? Ekonominin, pandemi öncesi performansına ne zaman ulaşacağını tahmin ediyorsunuz?
Normalleşme ile birlikte kapasite kullanım oranlarımız geçen yılın yüzde 70-80’i seviyelerine kadar geldi ve bu artış devam ediyor. Muhtemelen sene sonundan önce geçen seneki seviyeyi yakalarız. Durgun dönemin getirdiği bunalmanın etkisiyle insanlar işlerine coşkuyla sarıldı. Son 1 ayda bölgemizdeki fabrikaların elektrik, su, doğalgaz tüketimleri de arttı.
Hareketliliğin daha doğrusu üretim miktarlarının normale gelmesi, ekonomik krizin bittiği anlamına gelmiyor. Biz bu üretmediğimiz dönemin sıkıntılarını 2021 içinde çekeceğiz, hemen rahatlayamayacağız gibi görünüyor.
Covid – 19 sonrası dünyada üretimin ve ticaretin ekseninin değişeceği öngörüsü var. Bu bağlamda Türkiye’nin ve Bursa’nın gelecek dönemde ne gibi avantajları olacaktır?
Pandemi sonrası yeni döneme hızlı ayak uyduran ve doğru adapte olan bir adım daha öne çıkacaktır. Bursa’nın tecrübeleri bu konuda çok fazla. Uluslararası bağlantıları çok fazla. Canlı bağlantıları bulunan, dünya ekonomisinin kalbinde olan bir şehirden bahsediyoruz. Potansiyel olarak daha avantajlı olduğunu söyleyebiliriz.
MKP OSB olarak Kalite Yönetim Sistemi, Çevre Yönetim Sistemi ve İş Sağlığı Yönetim Sistemi belgelerini alarak entegre yönetim sisteminde hem Bursa’da hem de Türkiye’de öncü OSB’lerden biri oldunuz. Entegre yönetim sistemi kavramını biraz daha açar mısınız? Bu sistemin OSB yönetiminde ne gibi faydaları olacaktır?
ISO 9001 Yönetim Sistemi uzun yıllardır ülkemizde oturmuş durumda ama sağlık ve çevre konusundaki birimleri çok yaygın değil. Biz de hepsini birlikte alalım diye düşündük. Bunu entegre paket olarak veriyorlar. Dolayısıyla üçüne birden başladık. Bu çok kolay bir süreç değil ‘demir leblebi’ diyebiliriz. Arkadaşlar çok özverili ve hızlı çalıştılar ve çok sürede üçünü birden aldık. Bunun kısa sürede gerçekleşmesinin nedeni de bizim sürekli olarak bu prensipleri vurguluyor olmamızdır. Yazılanı uygulamak konusunda ülke olarak biraz geriyiz. Bu bölgede endüstriyel bilincin gelişmesine de katkı sağladığını düşünüyoruz. Bir ucundan başladık ama bitmeyecek, devam edecek bir süreç bu. Bunu üretim sistemlerine arttırarak uygulamaya devam edeceğiz.
ECOPLAST firması tamamlandığında 250 milyon dolarlık hacme sahip olacak, Türkiye’nin en büyük yatırımlarından birini bölgenize yapıyor. Bu proje tamamlandığında MKP ve Bursa ekonomisine ne gibi katkıları olacaktır?
“5 yıl sonra 10 yıl sonra ne görüyorsunuz?” sorusunun cevabını Eruslu çok ciddi bir adım atarak verdi. 1500 km mesafeden bir firma buradaki potansiyeli fark etti ve burada çok büyük bir yatırıma girişti. Bu yatırımla bin 500 kişiye istihdam olanağı sağlanacak. Burada şu anda bu iş gücü yok. Önümüzdeki haftanın sonuna kadar bu kadar personeli Mustafakemalpaşa’dan temin edip işe başlayamazsınız ama bu tesis çalışacak. O zaman nasıl olacak? Bu tesis bir taraftan istihdam sağlayacak bir taraftan da eleman yetiştirecek ve şu an çalışır nitelikte olmayan personeli iş gücüne katacak. İşte OSB’lerin Türkiye’ye yaptığı katkı bu, biz insan yetiştiriyoruz. Başarırsak Bursa’yı rahatlatacağız. Burada iş gücü üretip tarımsal işgücüne katkıda bulunacağız, Onların daha stabil bir ekonomik yapıya ulaşmasına yardımcı olacağız. Her şey birbirine bağlı. Ecoplas tek değil örneğin Fimaks firması da Karacabey’deyken bizim bölgemize taşındı. Onlar da 106 ülkeye ihracat yapıyorlar.
Çevre ve altyapı konusundaki yatırımlarınız nelerdir? Bu çalışmalar hakkında kısa bilgilendirmelerde bulunabilir misiniz?
Arıtma tesisimiz 2011 yılında faaliyete girdi. Hiçbir atığımız arıtılmadan çevreye verilmiyor. Enerji altyapımızı güçlendiriyoruz. TEİAŞ Mustafakemalpaşa’da bize bir trafo tahsis etti. Bütün hatların yer altına alınmasına dair bir proje üzerinde çalışıyoruz. Bununla birlikte çok daha kaliteli elektriğe sahip olacağız. Burada çok büyük bir tekstil üreticimiz var. Bunların bütün prosesleri elektrik kalitesine karşı çok duyarlı. Küçük dalgalanmalar bile büyük zararlara neden olabiliyor. Onun başarılı olabilmesi için iyi elektriğe ihtiyaç var, bunun temini için de bölgemizin güçlü olmasına ihtiyacımız var. Daha fazla katılımcı olduğunda kaynaklarımız artacak ve havai hatları yer altına alabilmek için daha çok imkâna sahip olacağız.
Peki bölgedeki parsellerin metrekare birim fiyatları bugün itibariyle ne durumda?
Metrekare birim fiyatları çok yüksek değil. Bizde satılacak yer yok. Hepsi hali hazırda satılmış durumda. Parsel sahiplerini yatırım yapmaya teşvik ediyoruz. Onların yerine bir başka firma yatırım yapmak üzere gelirse imkan sağlıyoruz. Çabamız yüzde yüz doluluğu sağlamak. Parseller hala çok ucuz ve sanayiciyi bekliyor.
MKP OSB’nin eksiklikleri nelerdir? Bu eksiklikleri gidermek adına kamu kurumları ve belediyelerden nasıl destekler bekliyorsunuz?
32 işletmeye sahip olduğumuz için ekonomik gücümüz de sınırlı. Bu sayının artmasıyla gücümüz de artacaktır. Politikalar büyük şehirde toplanmayı getiriyor. Burada sosyal yaşam zayıf ve böyle olunca da personeli burada tutmak çok zor oluyor. Cazibe oluşturmak için kurumlara ihtiyacımız var. Özellikle genç nüfusu bu şehirlerde yaşatabilmek için sosyal imkanların oluşturulması kamu kurumlarının gücüyle olabilecek şeyler. Bu problemin altından hep beraber işbirliği içinde çalışarak kalkabiliriz.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte Endüstri 4.0, dijitalleşme gibi kavramlar ön plana çıkıyor. Bursa ekonomisi nasıl bir dönüşüm geçirmeli? Gelecekte hangi sektörler ön planda olmalı?
Yakın zamana dek tek derdimiz üreten bir ülke olmaktı ancak bugün artık bu tek başına yeterli olmuyor. Çünkü dünyaya göbeğinizden bağlısınız, küresel boyutta bir rekabet var. İleri teknoloji ile çalışmak bir zorunluluk haline geldi. Kullandığınız teknolojinin çok verimli olması gerekiyor. Kar limitleri çok küçüldü. Yüksek verimle çalışabildiğiniz ölçüde malınızı satabiliyorsunuz. Malum son yıllarda sıkça zikredildiği gibi bugünkü üretim yelpazesi ülkemize yetmiyor. Daha teknolojik, daha nitelikli ve kaliteli üretime geçmemiz lazım. Bunun için Ar-Ge’ye yatırım yapmak gerekiyor. Böyle gidersek bu halimizle üretmek de yetmeyecek.
Size göre bir iş insanının başarı formülü nedir? Başarılı olmak isteyen genç girişimcilere önerileriniz nelerdir?
Sihirli bir formül yok herkes biliyor; Çalışmak, çalışmak ve çalışmak. Gençlerin daha çok ve daha disiplinli çalışması gerekiyor. Çalışma yöntemlerini değiştirmemiz gerekiyor. Eskiden bireysel çalışmak yeterli oluyordu. Büyük sanayicilerimiz hep bireysel güçle çıktı. Bugün artık bu da yeterli değil. Organize ve iş birliği içinde çalışan insanlar yükselebiliyor.
Ülkenin gelişiminin içinde endüstrinin çok büyük payı olduğuna inanıyorum. Endüstri yaptığı üretimin dışında insanlara daha doğru düşünme alışkanlığını kazandırıyor. O yüzden endüstrinin daha çok gelişmesine ihtiyacımız var.
İmsak | 06:21 | ||
Güneş | 07:49 | ||
Öğle | 12:55 | ||
İkindi | 15:27 | ||
Akşam | 17:50 | ||
Yatsı | 19:13 |