Bugün 90’dan fazla ülkeye ihraç ettiği makinelerle sektöründe dünyanın sayılı firmaları arasında yer alan Ermaksan’ın sahibi Erol Özkayan, başarı öyküsünü Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) öğrencileriyle paylaştı.
BTÜ seminer salonunda gerçekleşen ve çok sayıda öğrencinin katıldığı konferansta Ermaksan A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Erol Özkayan, hayat hikayesini ve başarıya giden yoldaki tecrübelerini anlattı.
Yaklaşık 48 yıl önce girdiği sınavı kazanmasına rağmen işçi olarak Almanya’ya gitmekten ailesinin de baskısıyla vazgeçip bir takım çantasıyla iş hayatına atılan ErmaksanA.Ş’nin yönetim kurulu başkanı Erol Özkayan, iş yerlerine, atölyelere bakım ve onarımlara giderek iş hayatına atıldığını söyledi.
Dokuma tezgahlarının tamiratlarını yaparak çalışma yaşamına başladığını belirten Özkayan, “Biriktirdiğim küçük miktardaki parayla bir mekan tuttum ve atölye açtım. Mengene ve zımpara taşıyla çalışmaya başladım. Testere, mobilya marangoz makineleri, dokuma tezgahları, deri makineleri yaptım, pres makineleri imal ettim. 45 yıl önce başladığım makine imalat sektöründe bugün büyük bir tesisin, fabrikanın sahibiyim. Çok zorluklar atlattım ancak Türkiye’ye hizmet sevdasından asla vazgeçmedim” diye konuştu.
Kolaybet style="background: white; margin: 12pt 0cm 0pt; vertical-align: baseline; line-height: 12.75pt">İlk ihracatını yolundan döndüğü Almanya’ya yaptı
Aradan 48 yıl geçtiğini ve bugün 90′dan fazla sanayileşmiş ülkeye makine ihraç ettiğini vurgulayan Özkayan, sac işleme makineleri sektörüne yön veren bir firma olduklarını ve modern tezgahlarla donatılmış ana fabrikamızda 750 kişilik mühendis ve kalifiye personel kadrosuyla yıllık 3 bin adet makine ürettiklerini kaydetti.
Üretimlerinin yüzde 80′ini Avrupa ve ABD başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesindeki ağır sanayi firmalarına sattıklarını ve ilk ihracatını yolundan döndüğü Almanya’ya yaptıklarını belirterek şöyle devam etti:
”17 yıl önceki ilk ihracat kolay olmadı. Adım adım ilerledim bu noktaya geldim. Gözüm hep ihracattaydı. ‘Yabancı ülkelere nasıl satış yaparım?’ diye düşündüm. Sac makinelerine girince Almanya’ya gittim elimde küçük bir çantayla. Almanca da bilmeden gittiğim bu ülkeye ilk makinemi sattım. Bunun arkası geldi ve bu noktadayım. Boeing firmasına bile makine verdim. Yüzlerce kişiye iş veriyorum ancak ürettiğim makinelerin üretim yaptığı yerler ve parça aldığım firmaları da katarsanız sayemde binlerce kişi ekmek yiyor. Sağladığımız kalite, yaptığımız isim ve ABD ağır sanayisine verdiğimiz makinelerle Wikileaks belgelerine bile girdik. Biz ülke ve insanlık adına üretim yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.”