Pandeminin üretime etkisi nedeniyle 2020’nin çok kötü bir yıl olduğunu belirten Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB) Başkanı ve OSBÜK Yönetim Kurulu Üyesi Erol Gülmez, “2020 Türkiye sanayisi için çok kötü bir yıldı. 2021’e çok büyük umutlarla girdik. Pandeminin üretime olan etkisi büyük ölçüde azaldı. Fakat tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de emtia fiyatlarının çok hızlı artması, dövizin sürekli yukarıya doğru ivme yapması bize 2020’yi aratır oldu. Bu gelişmelerin ışığında sanayiciler açısından 2022 yılı öngörülemiyor” dedi.
Açıklamasını, “Mesela ben kendi firmam için uzun vadeli anlaşmalar yapamıyorum, sebebi de girdi maliyetlerinin yüzde 65’inin dövize endeksli olması. Şu anda uyguladığımız yöntem, müşterilerimiz ile uzlaşarak optimal bir fiyatı birlikte belirlemek ve müşteriye bu belirlediğimiz fiyatı vermek üzerine kurulu” diyen Gülmez, “Genelde firmalar aralık ayında bir sonraki yılın öngörüsünü almış fiyatlarda mutabık kalmış ve bir sonraki yılın yıllık cirosunu bütçesine koymuş olurlar. Aralık ayında bütçe yapmış oluruz. Ama biz maalesef hiçbir müşterimizden öngörü alamadık, hiçbir müşterimize fiyat da vermedik. Bu nedenlerden dolayı 2021’de 2020 yılını aradık umarım 2022’de de 2021 yılını aramayız. Her şeye rağmen üretmeye ve ihracata var gücümüzle, çalışanlarımızla birlikte devam edeceğiz. Bursa güçlü bir şehir, ülkemiz güçlü bir ülke. Biz yatırım yapmaya devam edeceğiz. Ben geçen yıl 1 milyon euro yatırım yaptım bir ay önce de 550 bin euroluk yeni yatırım startı verdik. Çünkü gerçekten pandemi kaynaklı talep yığılması oldu, üretim duruşları taleplerin birikmesine neden oldu. Müşterilere yetiştiremiyoruz, taleplerine cevap veremiyoruz. Çin’den kaynaklı da bir talep yönelmesi oldu Türkiye’ye, bu fırsatı da kaçırmak istemiyoruz. O nedenle biz gözümüzü yumarak yatırım yapıyoruz” diye konuştu.
İHRACATÇI ZARAR ETTİ
İhracatta artışa rağmen ihracatçıların zarar ettiğini dile getiren Gülmez, şunları söyledi:
“Çünkü ihracat yapsanız ödemenizi ortalama 90 güne alıyorsunuz. Döviz olarak alıyorsunuz ancak 90 gün sonra tahsil ettiğiniz ödeme ile geriye dönüp sattığınız ürünün ham maddesini almaya kalktığınızda alamıyorsunuz. Çünkü emtia fiyatları döviz bazında çok yükseldi. Kendi sektörümle ilgili örnek verirsem; Sac malzemesini geçen yıl 630 dolar ton bedelle alıyorduk şuan ton bedeli 1200 dolar. Dövizin değerlenmesi TL’nin kaybı var içerisinde. Türkiye olarak yüksek teknolojili ürününü ihracat yapmıyoruz, biz genelde Çin’e rakip olan ucuz iş gücümüzün ihracatını yapıyoruz. O nedenle ihracı yaptığımız rakamın içinde ciddi bir ham madde girdisi var. Ham maddede de döviz bazında bir yıl içinde yüzde 100’lük bir artışta hiçbir üretici kar edemez hale geldi. Bunu müşterilerimize de anlatmakta çok zorluk çekiyoruz. İhracat rekor kırdık ancak her yıl kırıyor rekor. Bu böyle olmak zorunda. Dünyada ihtiyaçlar büyüyor özellikle pandemiden dolayı Çin’deki lojistik zincirinin kırılması kaynaklı özellikle batı Avrupa’daki müşterilerimiz Çin’den tedarik ettikleri tüm ürünleri Doğu Avrupa ve Türkiye’ye yönlendirdiler. Çünkü Doğu Avrupa’da da o talepleri karşılayabilecek iş gücü yok. Maalesef ihracatımız büyüyor olmasına rağmen şirketler kar edemiyor. Biz iş insanı olarak ne yapıyoruz? Sattığımızı tahsil ettiğimizin yerine koyamıyoruz. O nedenle önlem almamız gerekiyor. Sürekli ithalat yapan firmalar kur yükseldiği için zarar ediyor ve tekrar alamıyor. O nedenle bankalarla döviz opsiyonu anlaşması yapıyorlar. Milyon dolarlarla yapıyorlar, sabah böyle ciddi düşüş görüyorlar. 18’e 19’a almak zorunda oldukları ürünü burada 11 liraya satmak zorunda olacaklar.”
ENERJİ FİYATLARI ÇOK YÜKSEK
Sanayide artan enerji fiyatlarını da değerlendiren Erol Gülmez, “Enerji zaten evlere şenlik. Hükümetimiz konutlara yansıtmadığı enerji bedellerini bizlere yansıttı. Elektrikte yüzde 128, doğalgazda 200’ün üzerinde artış var. Enerjiyi kim kullanıyorsa bedelini o ödemeli, sanayici ise sanayici vatandaş ise vatandaş. O seçmen bu seçmen değil düşüncesiyle bir başka sınıfın enerji yükünü başka bir sınıfa yüklememeli. Evet enerji fiyatları tüm dünyada pahalı ama bu bize ağır geliyor. Bir yılda yüzde 200’ün üzerine enerji fiyatı çıkması bize ağır geliyor. Biz genelde ihracatı 6 aylık 1 yıllık sözleşmelerle yapıyoruz. İhracat merkezimiz Almanya ağırlıklı ülke olarak. Almanya’dan müşterilerimiz buradaydı uzlaşamadık” dedi.
Gülmez, 4250 liraya çıkarılan asgari ücret ile ilgili, “Asgari ücretin yüksek oranda artırılması sanayi kuruluşlarında tenkisata neden olmaz. Sebebi de şu. Genel giderlerde işçilik oranı, diğer girdi maliyetleri göz önüne alındığında abartılı görünmüyor. Kaldı ki ben şahsen asgari ücretin en az 5000 lira olması gerektiğini söyleyenlerden biriyim. Bu nedenle sanayi kuruluşlarında asgari ücret nedeniyle işçi çıkartılacağını düşünmüyorum. Belki bu rakamlar küçük esnaf için geçerli olabilir ama bizim sanayi kuruluşlarında böyle bir sorun olmaz” değerlendirmesini yaptı.