Merkez Bankası Başkanı Başçı, Uluslararası Finans Enstitüsü ve Akbank tarafından tertip edilen 'İstanbul'u Önemlli Bir Finans Merkezine Dönüştürmek' konulu konferansa katıldı. Konferansta ekonomi adına önemli reform alanlarına temas eden Başçı, "Burada benim için özel emeklilik önemli. Malum, konu yeniden ele alınıyor. Türkiye'de tasarruf eksikliği var. Onun için bireysel emeklilik reformu ümitvar görünüyor. Umuyorum sisteme ev hanımları, gençler de sisteme dahil edilir." ifadelerini kullandı.
Yatırım ve istihdam teşviklerini de değerli bulan Başçı, bunlarla firmaların üretimini ve eleman sayılarını artıracağını ifade etti. Avrupa Birliği'nde finans sektöründe kredilerin büyüme sorunları olduğunu vurgulayan Başçı, şöyle devam etti:
"Kredi büyümesi talep tarafından da arz tarafından da kaynaklanıyor. Bu dönemde biz, Türkiye'de kredilerin fazla büyümesinden yakındık ve önlemlere başvurduk. Bizim sorunumuz onlara göre daha güzel. Orada aşırı kredi büyümesine karşı ne yaptık? Avrupa, bunalımdan evvel makro ekonomik tedbirleri kullandı. 2011 Ekim ayı sonrasında parasal sıkılaştırmaya gitti. Buna mukabil biz, para politikasını, mali politikayı genişlettik. Böylece büyük bir daralmayı önledik. Uluslararası para genişleme ABD'de başladı. Bunun tabii bizim gibi ülkelere önemli etkisi oldu. Ekonomiyi ve krediyi büyütücü belki haddinden fazla büyütücü bir rolü Maksibet oldu. TL olması gereken değeri aştı. Bu dönemde biz, aşırı kredi büyümesine, aşırı talep büyümesine karşı tedbir alırken faiz oranlarını artırmadık."
Erdem Başçı, Türkiye'nin özgün bir likidite politikası olduğunu aktarırken, faiz koridorunu etkin kullandığını dile getirdi. Böylece TL'de değerlenme baskısının bertaraf edildiğini belirtti. Kredilerde 2011 Ağustos'tan evvel sıkılaştırma yoluna gittiklerini anlatan Başçı, şunları söyledi:
"Borç bunalımından sonra sınırlı indirim yaptık. Kredi politikasını sınırlı desteklememiz söz konusu oldu. Diğer yandan ithalat yatay ve aşağı yönlü bir trend ortaya koydu, ihracatta da ılımlı bir artış görüldü. Aynı şey iç talep ve ihracat arasında da var. Burada denk paylaşım var. Fakat fiyat tarafında, enerji fiyatları ve emtia fiyatları aşırı arttı. Ve biz, bunu cari açığa fazla yansıtamadık. Bununla kredi büyümelerinde hedefi yakaladık. Geçtiğimiz senelerin ortalamasından geride. Burada her şey olumlu. Kredi büyümesi ile cari açık arasında net bir bağ var. Bu bağa dayanarak gelecek dönemde cari açıkta iyileşmenin devam edeceğini bekliyoruz. 2011 Ağustos evvelinde TL para politikalarının katkıları ile değer kaybetti. Sonra rekabetçi bir konuma geldi. Şu an TL uzun vadeli denge değerinin altında görünüyor. Oynaklıkta da iyi durumdayız. Yani TL, Euro Bölgesi'nde bunalım ve sonrasında en az oynak para birimlerinden biri oldu."
Başçı, Merkez Bankası olarak kurda aşırı dalgalanmadan yana olmadıklarının da altını çizdi.
"BÜYÜMEDE YATAY VE EKSİ EĞİLİM OLUMSUZ HAVA ŞARTLARINDAN KAYNAKLANIYOR"
Büyümede risklerin söz konusu olduğuna işaret eden Merkez Bankası Başkanı Başçı, "Türkiye'de ilk çeyrekte yatay ve eksi büyüme olabilir. Bunun en önemli sebebi olumsuz hava şartlarıdır. Bu durum geçici olup ikinci çeyrekten itibaren artıya geçecektir." öngörülerinde bulundu. Büyümede yavaşlamayı; yumuşak iniş olarak adlandıran Erdem Başçı, bu anlamde her şeyin planlandığı gibi gittiğinden söz etti. Türkiye'de emek bolluğu olduğunu, istihdamın rekor seviyede arttığını bildirdi.
Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ve disiplinli mali politikaları sonucunda enflasyonun gerilediğinden bahseden Başçı, "Şu an enflasyon yüzde 11 üzerinde ama dünyada ve ülkemizde tahminlere bakıldığında enflasyon gerileyecek. Gelecek 3 sene içinde enflasyonu yüzde 5 olarak hedefliyoruz. Tahminler aynen korunuyor. Şoklar geçici olup enflasyon sene sonunda yüzde 6,5 dolaylarına inecek." diye konuştu.