Dünyada nüfusun hızlı bir şekilde arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Tayar, “Kalitenin önemi her geçen gün artıyor. Kalitede asıl olan kaliteyi kanıtlamaktır. Eskiden laflarda kalıyordu. Kalitede uygulama kuralları ve insan faktörü çok önemli. Kalitede önemli olan kanıtlamadır. Her ülkenin kendine göre standardı var. Tarihsel sürece bakarsak, Hammurabi kurallarından her zaman bahsedilir. 282 maddelik taşa yazılan kanun dünyanın ilk yazılı kuralları olarak görülür. Bunun gibi Osmanlı topraklarında da kanun vardı” diye konuştu.
DÜNYADA İLK STANDART KANUN KANUNNAME-İ İHTİSAB-I BURSA’DIR
Bursa’nın kalite şehri olduğunu söyleyen Tayar, 500 yıl önce dünyanın ilk standart kanunun Kanunname-i İhtisab-ı Bursa olduğunu söyledi. Bu kanunun geniş kapsamlı olduğuna dikkat çeken Tayar, hayvan haklarının da bu çalışma ile kanunlaştığını ifade etti. Tayar, “Bu kentin her yerinde kalite var. TSE bu topraklarda doğdu. AB kriterlerine önem veririz. Ama bunu yaparsak da kendi kültürümüze ve tarihimize ayıp ederiz. Özür borcumuz olur. Çünkü bu tür kanunlar yeni çıkmış değildir. Dünyada ilk standart kanun Kanunname-i İhtisab-ı Bursa’dır. O dönemlerde aşevlerinde aşçılarının bulaşığı nasıl yıkacağı kanunlaşmıştı. Hayvanlara nasıl Savoybetting davranılması gerektiği de belirtilmişti. Biz oysaki bu topraklarda hayvanlara nasıl davranılacağı öğretilir. Bu topraklarda doğa sevgisi bir medeniyet 500 yıl önce de vardı. AB istediği için hayvan refahı düzenlemeleri yapıyoruz. Halbuki tarihsel sürece bakarsak bunu atalarımız yaptı. Bursa bu konuda mihenk taşıdır. Bunun hakkı verilmeli” dedi.
“PİŞMEMİŞ EKMEK YAPAN FIRINCI FALAKAYA YATIRILIRDI”
Sultan 2. Beyazıd döneminde yapılan bu kanunda önemli kararların da olduğuna dikkat çeken Tayar, “Ekmek ile ilgili standart vardı. Ama biraz ağırdı. Kusurlu ekmeği yapan esnaf falakaya yatırılırdı. Fırıncı ekmek içinde kara bulunursa ve çiğ olursa herkesin gözü önünde bu ceza verilirdi. Ekmek ile ilgili bu uygulama daha önce de vardı. Beyazıd Han işini yapmayan esnafı yakalayın ve dersini verin der. Ekmek standardı eskiden de vardı” diye konuştu.
TSE Bölge Koordinatörü Mehmet Hüsrev de dünyadaki değişimleri adapte ederek çalışmalarımızı sürdürüyoruz dedi. Hüsrev sözlerine şöyle devam etti:
“Kalite yönetim sistemleri müşteri odaklıdır. Kalite yönetimi uygulamak mükemmeli yakalamak değildir. İyinin düşmanı daha iyidir prensibiyle çalışmak gerekiyor. Önce insan anlayışı ve birey kalitesi şart. Her kurum ve kuruluş insanı merkeze koymak ve onun etrafında gelişimi sağlamak durumundadır.
Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Işığıçok ise, insanların beklentisinin kaliteye yönelik olduğunu belirterek, “Bir kuruluşun kalite seviyesi müşterilerine sunduğu mal ve hizmetin kalitesinden, çalışanlarına sunduğu ortam kalitesinden anlaşılır. Bu yüzden müşterilerin beklentisi artık değişti. Artık insanlar kaliteyi arıyor. O yüzden firmalar ve kurumlar her gün kendini yenilemeli. Yenilemeye kapalı olanlar yok olmaya mahkumdur. 2 göz size yetiyorsa ve her şeyi net görüyorsanız 3. Göze ihtiyacınız yok. 3. Gözünüzü kullanabilirseniz harikalar oluşturursunuz” dedi.
Kalite Zirvesi’nde Oğuz Saygın tarafından "Takım Çalışması ve Kurumsal İletişim" konusunda bir eğitim verildi. Renkli görüntülere sahne olan seminerde Saygın kalite hakkında katılımcılara örneklemeler yaparak bilgi verdi.
Panelin sonunda tüm katılımcılar sertifikalarını alarak eğitimleri başarıyla tamamlamış oldu.