Çin’de ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, tüketim alışkanlıklarından sosyal yaşama kadar pek çok alanda köklü değişikliklere neden oldu. Bu değişimlerin yaşandığı sektörlerin başında ise kuşkusuz turizm sektörü geldi.
Bursa Ticaret Borsası (Bursa TB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Özer Matlı, gerek sağladığı istihdam gerekse ülkelerin ihtiyaç duyduğu döviz rezervi açısından kritik bir öneme sahip olan turizm sektöründe, Bursa’yı bekleyen yeni fırsatlara ilişkin açıklamalarda bulundu.
‘Bacasız Sanayi’ olarak nitelendirilen turizmin, dünyada sanayiden sonra ikinci büyük ekonomik sektör olduğunu ifade eden Başkan Özer Matlı, “Turizm sektörü Almanya, ABD, Japonya, Fransa, İngiltere ve Türkiye gibi ülkeler için ekonominin itici çarklarındandır. 2019 yılında dünyada 1 milyar 461 milyon insan seyahat ederken, 52.5 milyon turistle dünyada en çok turist ağırlayan 6’ncı ülke olan Türkiye, 34,5 milyar dolarlık rekor bir gelir elde etti. Aynı dönemde Bursa’ya gelip geceleme yapan yerli yabancı turist sayısı ise 2 milyon 993 bin ile sınırlı kaldı” dedi.
“YATIRIM ALANLARI TÜKETİCİ TALEPLERİNE ODAKLI OLARAK GENİŞLETİLMELİ”
Pandemi süreci ile birlikte insanların tatil anlayışlarında köklü değişikliklerin yaşandığını ifade eden Başkan Matlı, yeni dönemde Bursa’yı çok avantajlı bir konumda gördüğünü kaydetti. Matlı, “Dünya genelinde vaka sayısı 22 milyonu aşan yeni tip koronavirüs salgını sonrası alışılagelmiş tatil anlayışları yerini butik, doğa ile iç içe, insanla temasın en az olduğu, hijyen ve sağlığın ön planda tutulduğu bir tatil arayışına bıraktı. Bu noktada Bursa, coğrafi konumu, sahip olduğu zengin ve yoğun orman alanları, Uludağ Milli Parkı ile botanik turizmi, foto safari, doğa yürüyüşü, doğa gözlemciliği, kamp turizmi, tıbbi bitkilere bağlı sağlık turizmi, macera turizmi gibi alanlarda önemli bir çekim merkezi olabilecek potansiyele sahip. Aynı zamanda Bursa, ekoturizmin çeşitlendirilmesi, sahip olunan soyut ve somut kültürel değerlerin bir arada sunulması, termal turizm imkânı ile dört mevsim turizmin yaşanabileceği uluslararası bir cazibe merkezi olabilir. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte turizm stratejileri ve yatırımlarının tüketici taleplerine odaklı olarak yeniden güncellenmesi, şehrimizin mevcut turizm pastasından hak ettiği payı almasına imkân sağlayacaktır” diye konuştu.
BURSA’NIN YENİ KİMLİĞİNDE ‘TARİH, GASTRONOMİ VE SAĞLIK TURİZMİ’
Bursa’nın turizm potansiyelinin geliştirilmesinde kentle özdeşleşen tüm özelliklerini bir arada sunan güçlü bir tanıtım modeli oluşturulmasının önemini vurgulayan Başkan Matlı, “Bursa Büyükşehir Belediyemizin oluşturmuş olduğu Hanlar Bölgesini ortaya çıkartma projesi, yurtdışı örneklerinde olduğu gibi “Old City” kavramının daha da belirginleşmesine büyük katkı sağlayacaktır. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Hanlar Bölgesi`nin sadece yaya ve tramvay geçişine uygun hale getirilmesi ve aynı zamanda şehrin dokusuna uygun, Bursa’ya özgü lezzetlerin yer aldığı kafe ve restoranlar ile burada turistlere eşsiz bir deneyim sunulması, Bursa`nın gastronomi alanında da ön plana çıkmasına imkân tanıyacaktır. Ayrıca Bursa denilince ilk akla gelen değerlerden olan “Bursa İpeği” nin yeniden canlandırılmasına yönelik çalışmalarla, turistlere bu mesleği deneyimleme imkânı sunulması, Bursa’yı diğer şehirlerden farklı kılacaktır. Bir de tüm bu zenginliklere sudan gelen sağlık kavramının ana unsurlarından biri olan hamam kültürümüz de eklenirse, Bursa dünya turizminde vazgeçilmez bir destinasyon haline gelecektir” dedi.
“ULUSLARARASI CAZİBE MERKEZİ”
Bursa Valiliği koordinasyonunda, Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) tarafından, Bursa Büyükşehir Belediyesi işbirliği ve turizm sektöründeki tüm paydaşların desteğiyle Bursa’nın uluslararası bir cazibe merkezi olması amacıyla yürütülen “Bursa Turizm Tanıtım ve Marka Stratejisi” çalışmalarını kent için çok değerli bulduğunu söyleyen Başkan Özer Matlı, “Termal turizmden sağlık turizmine, gastronomi turizminden ekoturizme, kış turizminden inanç turizmine geniş bir yelpazede zengin turizm potansiyeline sahip olan şehrimizin, rekabet gücünün, pazar payının ve marka değerinin artırılması temel amacımızdır. Ayrıca turizmin sürdürülebilir ve katılımcı planlama yaklaşımı ile geliştirilmesi, bölgede turizmin kontrollü kalkınmasına ve mevcut kaynakların korunmasına da katkı sağlayacaktır. Bursa’nın uluslararası bir cazibe merkezi olması amacıyla yürütülen tüm çalışmalarda yerel yönetimlerden sivil toplum kuruluşlarına, meslek örgütlerinden şehirde yaşayan insanımıza kadar tüm paydaşlar olarak ortak hareket edebilmeli ve hepimizin ortak değeri, ortak kaygısı, ortak sevinci olan Bursa’nın, turizmde dünya çapında adından söz ettiren bir kent Betgram olması için çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.